İ.T.F. Adli Tıp Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Adli Tıp Nedir ?

Aşağa gitmek

Adli Tıp Nedir ? Empty Adli Tıp Nedir ?

Mesaj  K@diR Ptsi Ocak 07, 2008 1:28 pm

Adli Tıp nedir?
Adli soruşturma ve yargı sürecinde bir olayın aydınlatılması, mahkemelerin teknik konularda bilgi edinerek olayı çözebilmesi için bilirkişilik hizmetine gereksinim olabilmektedir.


Bilirkişilik çok değişik alanlarda olabilir. Adli tıp bu bilirkişilik hizmetlerinin içinde en yaygın olarak bilinen çalışma alanlarından birisidir ve hukuk ile tıp uygulamalarının kesiştiği bir alandır.

Adli tıp dendiğinde ilk akla gelen otopsi olmakla birlikte, otopsi adli tıbbın uygulama alanlarının yalnızca bir bölümünü oluşturmaktadır. Bununla birlikte tüm bilirkişilik hizmetleri geniş bir şemsiye altında toplanacak olursa, bu şemsiyenin adını “adli bilimler” koyabiliriz. Adli bilimler şemsiyesinin çalışma mekanizmasında adli tıbbın önemli bir yeri ve işlevi bulunmaktadır. Parçaları biraraya getirerek, uyum içinde çalışmayı sağlayan bir düzenek gibi tanımlanabilir. Türkiye’de ise değişik disiplinler arasındaki ayırımlar ve bir ekip çalışmasının koşulları çok belirginleşmemiştir.

Adli tıp uzmanı veya adli tabip kimdir?
Adli tıp; iç hastalıkları, genel cerrahi, cildiye gibi bir tıpta uzmanlık alanıdır. Tıp fakültesinden mezun olduktan sonra hekimlerin adli tıp uzmanlık eğitimi almaları gerekmektedir. Bir ölüm veya yaralanmada, kişilerin görmüş olabileceği zararın saptanması ve ölçülmesi amacıyla yapılan otopsi ya da canlı muayeneleri, kimliklendirme amaçlı değişik incelemeler, ilaç ve madde kullanımlarının aydınlatılması, yazılı belge incelemeleri, silah tür ve kullanım alanları, ceza sorumluluğu ve hukuki sorumluluk, hukuki yaklaşımlar uzmanlık eğitimi içinde çalışılan alanlardan bazılarıdır. Bu eğitimi tamamlayan hekimler, adli tıp uzmanı veya adli tabip olarak anılmaktadır

Adli tıp içinde ve eğitiminde çok değişik çalışma alanlarının yer alması ve büyük şemsiyenin altında yer alıp da adli tıp ile birlikte çalışan, ama ayrı bir disiplin olan alanların da genellikle bu isimle anılması, Türkiye’de resmi bilirkişilik yapılanması olarak hizmet sunan Adli Tıp Kurumu’nun kuruluş ve işleyişinden kaynaklanmaktadır.

Adli Tıp Kurumu nedir?
Adli Tıp Kurumu mahkemelerin resmi bilirkişilik kurumu olarak yasa ile kurulmuştur. Adalet Bakanlığına bağlı bir kuruluş olarak hizmet vermektedir. Merkezi İstanbul’dadır. Adli Tıp Kurumu Başkanı'nın adli tıp uzmanı olması gerekmektedir ve adli tıp uzmanları arasından, Adalet Bakanı tarafından yapılan teklifle Adalet Bakanı, Başbakan Yardımcısı, Başbakan ve Cumhurbaşkanının imzaladığı dörtlü bir kararname ile atanmaktadır.

Merkeze bağlı olarak çalışan Grup Başkanlıkları ile Şube Müdürlükleri de değişik illerde hizmeti yürütmektedir.
Merkezde hizmet İhtisas Daireleri ve İhtisas Kurullarının çalışmaları ile yürütülmektedir.
İhtisas Daireleri
Morg İhtisas Dairesi – otopsi, kemik ve organ incelemeleri
Fizik İncelemeler İhtisas Dairesi – yazılı belge, silah vb incelemeler
Kimyasal Tahliller İhtisas Dairesi – ilaç, zehir, madde incelemeleri
Biyoloji İhtisas Dairesi – doku, leke vb incelemeler, kimliklendirme, babalık araştırmaları
Gözlem İhtisas Dairesi – hukuki sorumluluk, ceza sorumluluğu gibi adli psikiyatrik muayeneler
Trafik İhtisas Dairesi – trafik kazalarında kusur vb incelemeler İhtisas Kurulları
1. İhtisas Kurulu – ölümlü olaylar
2. İhtisas Kurulu – yaralanmalar, ırza geçmeler...
3. İhtisas Kurulu – kaza yaralanmaları, maluliyet
4. İhtisas Kurulu – ceza sorumluluğu, hukuki sorumluluk vb
5. İhtisas Kurulu – Zehirlenmeler, babalık değerlendirmeleri vb
görevleri üstlenmektedir.


Adli tıpta çalışma alanları
Adli tıp bir bilim dalı olarak Türkiye’de oldukça geniş bir alanı kapsamaktadır. Yalnız ana başlıkları ile sıralanacak olursa:

Bir dış etki ile meydana geldiğinden kuşkulanılan ölüm olaylarında (adli patoloji)
Ölüm nedeni
Ölüm şekli
Ölüm zamanı
Dış etkenin cinsi, nitelikleri ve ölümdeki etki düzeyi
Balistik
Silah incelemesi
Atış mesafesi
Adli toksikoloji
Maddenin cinsi, miktarı ve organizmaya etkisi
Kimliklendirme (adli antropoloji, adli seroloji, adli diş hekimliği... )
Ölümle sonuçlanmayan adli olaylar (klinik adli tıp)
Yaralanmalar
ağırlık ölçüsü
yarayı meydana getiren cismin belirlenmesi
yara yaşı
Balistik
Silah incelemesi
Atış mesafesi
Adli toksikoloji
Maddenin cinsi, miktarı ve organizmaya etkisi
Cinsel saldırılar
Ceza sorumluluğu ve hukuki sorumluluk (adli psikiyatri)
Belge incelemeleri
Leke vb. delillerin tipi ve kimliklendirmesi


Bir adli tıp uzmanı, bu alanların tümü ile ilgili bir eğitim programını izleyerek uzmanlık eğitimini tamamlamaktadır. Balistik ve leke vb. delillerin incelenmesi ile kimyasal incelemelerin ilgili laboratuvar birimlerince gerçekleştirilmesinde – özel çalışma alanı değil ise- yer almamakla birlikte, olayın özelliğine göre yapılacak incelemelerin türünün belirlenmesinde ve daha sonra bu incelemelerden elde edilen bilgilerin olayın özelliğine göre değerlendirilip yorumlanmasında rol oynar.

Bir örnek ile açıklayacak olursak, kanda şekerin yüksek olduğunu laboratuvarda biyokimya uzmanı tespit eder, ancak muayene bulgularına göre kanda neler araştırılması gerektiğine ve bulunan değerlere göre hastalığın ne olduğuna ve tedavisine iç hastalıkları uzmanı karar verir. Klinik ve laboratuvar birlikte çalışır, yapılan bir ekip çalışmasıdır ve ekibin her bileşeni aynı düzeyde önemlidir. Adli tıp uzmanlığının çalışma alanı ağırlığı klinik olmamakla birlikte uzmanlık diplomasında “bir kliniği ve laboratuvarı idare edebilir” ibaresi de bulunmaktadır.

Adli tıp denilince akla ilk gelen - Otopsi
Otopsi yapmak için yasalara göre tıp fakültesi mezunu hekim olmak gerekmektedir. Adli tıp uzmanı sayısının yeterli olmaması nedeniyle Türkiye’de otopsilerin bir kısmı adli tıp uzmanı olmayanlarca yapılmaktadır. Bu nedenle çok büyük eksiklikler ortaya çıkmakta ve yeniden mezar açılarak inceleme yapmak gerekebilmektedir. Otopsi çok önemli bir cerrahi girişimden farklı değildir. En basit bir ameliyat için dahi cerrah olmak gerekirken, otopsinin uzman olmayanlarca yapılması büyük bir yanlış ve delillerin ortadan kalkması demektir. Hastalar sevk edilebiliyor ise, ölenler de sevk edilebilmeli ve otopsi adli tıp uzmanı tarafından yapılmalıdır.

Otopsi yalnız organların alınması demek değildir, üstelik organlar alınmamakta, çıkarılıp incelenen organlardan gerekli parçalar alınıp organlar yerine konulmaktadır. Otopsi olay yerinde başlayan ve tüm laboratuvar inceleme sonuçları adli tıp uzmanının eline ulaşıp teşhis konulana kadar geçen tüm aşamaları kapsayan bir işlemdir.

Ölenin olay yerinde bulunuş şekli, üzerindeki elbiselerin özellikleri ve hem olay yerinden hem de ölenden toplanacak deliller, ölenin dış muayenesi, baş, göğüs ve karın boşlukları açıldıktan sonra organların ve boşlukların durumu, organ ağırlıkları, renkleri, kıvamları gibi çıplak gözle görülen özellikleri, gerekli yerlerden ve olayın özelliğine göre alınan örneklerin mikroskop ile ve diğer laboratuvar yöntemleri ile incelenmesi ve tüm bu incelemeler sonucunda elde edilen verilerin yorumlanarak teşhisin konması bir bütün olarak otopsi işleminin aşamalarını oluşturmaktadır.

Adli tıp uzmanı uygun yerden uygun koşullarda örnek almamış ise ve ne aranması gerektiğini belirtmezse, laboratuvarda arananlar eksik kalır, laboratuvar sonucu gelmeden de adli tıp uzmanı kesin teşhisini koymakta zorlanır. Otopsi son derece organik bir işlemdir ve ekibin her elemanının uyum içinde çalışmasını gerektirir. Bir insan bedenindeki organlar gibi...

Ekip çalışmasında yaşanan sorunlar
Klinik ve laboratuvar incelemelerin bir arada yapılması her alanda konulacak teşhisin güvenilirliğini arttıran bir işlemdir. Örneğin alkol muayenesi tek başına solunum havasında veya kanda alkol düzeyinin belirlenmesi değildir. Nörolojik muayene, yani reflekslerin ve hareketlerin kontrolü de kişinin alkolden etkilenme düzeyini göstereceğinden, iki işlemin bir arada yapılması gerekir. Ekip çalışması her alanda zorunludur.

Ne yazık ki ülkemizde bu yöntemler ile çalışma yapabilmek çok güçtür. Olay yerinden başlayarak her aşamada birlikte çalışması gereken ekibin her elemanı ayrı bir yerde, farklı yöntemlerle ve standardize edilmemiş bilgi ve beceri birikimi ile çalışmaktadır. Bu eksikliğin giderilmesi için öncelikle işbirliği ve her alanda bilimsel yetkinlik gerekmektedir.
Bu koşullar yerine getirilmediğinde daha çok mezar yeniden kazılmak zorunda kalacaktır. Bazı durumlarda yeniden inceleme gereği ortaya çıkabilir, ama Türkiye’de adli ölüm olaylarının yaklaşık 2/3’ünün mezarı yeniden açılarak cesedin incelenmesi zorunlu olmaktadır. Tüm bu eksiklikler çok pahalıya mal olmaktadır ve bunun bedelini hep birlikte ödüyoruz.
K@diR
K@diR
Yeni Üye
Yeni Üye

Mesaj Sayısı : 12
Kayıt tarihi : 25/12/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz